hasanc
< Geri Dön <HASAN ÇELİKEL
I am Hasan Çelikel. I am Fatma Çelikel’ husband and Ahmet and Zeynep’s father. I am a farmer. My farm isn’t big, and it isn’t small. I usually grow wheat and potatoes, but next year I shall grow cotton, too. I have helper. His name is Recep. Recep is our maid’s husband. They live in a small cottage behind our house. They have a son. His name is Selim. He is five years old. He doesn’t go to school.
Recep is usually in the fields with the farm workers, because some of them are very lazy. Selim goes to the fields with his father. Recep drives our tractor. Selim likes the tractor very much and he sometimes sits on the tractor with his father.
I have about ninety cows, but you can’t see them in the picture. They are in the fields now. They don’t like tractor and they don’t come near it.
In the afternoon we come home very tried. My wife opens the door and says,
“Come in .... Come in ... You are very tired. Shall I give you some tea? Oh... Ahmet, your shoes are very dirty. Will you clean them, please?”
Ahmet doesn’t like this, and he goes to Zeynep and says,
“Zeynep... Will you clean my shoes, please? I shall buy a fashion magazine for you.”
Zeynep laughs and says,
“I shall clean your shoes, but you already owe me 1000 fashion magazines.”
HASAN ÇELİKEL
Ben Hasan Çelikelim. Fatma Çelikel'in kocası, Ahmet ve Zeynep'in babasıyım. Ben bir çiftçiyim. Çiftliğim büyük değildir ve küçük değildir. Ekseriya buğday ve patates yetiştiririm, fakat gelecek sene pamuk da yetiştireceğim. Bir yardımcım var. Adı Recep'tir. Recep bizim hizmetçimizin kocasıdır. Bizim evin arkasında küçük bir barakada otururlar. Bir oğulları var. Adı Selim'dir. Beş yaşındadır. Okula gitmez.
Recep ekseriya tarlalarda çiftlik işçileriyledir, çünkü onların bazıları çok tembeldir. Selim babasıyla tarlalara gider. Recep traktörümüzü sürer. (kullanır) Selim traktörü çok sever ve bazan babasıyla beraber traktöre oturur.
Takriben doksan ineğim var, fakat onları resimde göremezsiniz. Onlar şimdi tarlalardadır. Onlar traktörü sevmezler ve yanına gelmezler.
Öğleden sonra eve çok yorgun döneriz. Karım kapıyı açar ve,
" Girin... girin... Çok yorgunsunuz. Size biraz çey vereyim mi? Ooo... Ahmet, ayakkabıların çok kirli. Lütfen onları temizler misin?" der.
Ahmet bunu sevmez, (bu hoşuna gitmez) Zeynep'e gider ve,
"Zeynep! Ayakkabılarımı temizler misin, lütfen? Sana bir moda dergisi alacağım." der.
Zeynep güler ve,
"Ayakkabılarını temizleyeceğim, fakat bana şimdiden (halen) 1000 moda dergisi borçlusun." der.
< Geri Dön <